GÜNCEL
Turan: “Çanakkale’deki yanlışlar yüreğimi sızlatıyor”
“Destanlaşan Çanakkale” kitabının yazarı Tarihçi Mustafa Turan, Zaferin 99. Sene-i devriyesinde bir grup gazeteciye verdiği mülakatta “Çanakkale’de yüreğim sızlıyor” dedi. 253 bin Çanakkale şehidimizin kefensiz yattığı şehitliği ziyaret eden bazı gençlerimizin Çanakkale’nin yüksek ruhundan habersiz, adeta Kapadokya’yı gezer gibi gezdiklerini, kızlı erkekli bira içip boş şişeleri şehitliklere attıklarını, hatta şehitliklerdeki abidelere aşk sloganı yazdıklarını görünce, bir Tarihçi olarak çok üzüldüğünü ve içinin sızladığını belirten Turan, Çanakkale’deki yanlışlarımızı ise şöyle dile getirdi.
“Çocuklarımız Truva’yı biliyor ama Çanakkale Destanını bilmiyor”
İlkokul seviyesindeki çocuklarımıza bir anket uygulandığını ve “Çanakkale” deyince ilk akıllarına gelen şeyin ne olduğu? Sorusuna, çocuklarımızın yarıdan fazlasının “Truva” diye cevaplandırdığını belirten Turan, bu acı tablo karşısında ben bir tarihçi olarak diyorum ki:“Yazıklar olsun bana ki, bu çocuklarımıza abideleşen, ebedileşen ve efsaneleşen bu dillere destan Çanakkale ruhunu öğretememişim.” Bu acı tabloyu görünce; öğretmenler, İmam Hatipler, komutanlar, anne babalar ve tüm toplum kesimlerinin de, sorumluluk noktasında kendini sorgulamalıdır diye düşünmekteyim diye konuştu.
Çanakkale’de abideler eksik ve yanlış:
Çanakkale kahramanlarından Seyyit Onbaşı’nın mermiyi kucağında gösteren anıtının yanlış dikildiğini, biz tarihçilerin bu yanlışı defalarca dile getirmemize rağmen onlarca yıldır, yanlış anıtta ısrar edildiğini ve ziyaretçilerin yanlış bilgilendirildiğini söyleyen Turan, Seyyit Onbaşı’nın mermiyi kucağında değil sırtında taşıdığını o anıtı oraya dikenlerin lütfedip bir tarihçiye bu işin aslını sormadığını söyledi. Kendi memleketi olan Balıkesir Havrandaki anıtının ise mermiyi sırtında gösterdiğini ve bu kompozisyonun doğru olduğunu belirtti.
Anzak Anıtı’nın orada ne işi var?
Conkbayırı’nın tepesindeki Atatürk Zaferi Anıtı karşısındaki devasa Anzak Anııtı’nın oraya dikilmesinin yanlış olduğunu belirten Turan, Anzakların bu tepeye hiçbir zaman çıkamadıklarını ve oraya ayak basamadıkları halde, hangi hakla oraya devasa bir anıt diktiklerini anlamanın çok güç olduğunu söyleyerek, kimin hangi hakla böyle bir şeye müsaade ettiğini de anlayamadığını ve bir tarihçi olarak, her Çanakkale’ye gidişinde tüm duygularının alabora olduğunu ve bu durumdan çok rahatsız olduğunu söyleyerek sordu: “Allah aşkına Anzak Anıtı’nın orada ne işi var?”
Çanakkale Şehitler Abidesi de eksik
İngiliz ve Fransızların Çanakkale’de mağlup olmalarına rağmen, ölen askerlerinin anısına Savaştan kısa bir süre sonra kendi anıtlarını diktiklerini, bizim ise, yaklaşık yarım asır sonra ancak 253 bin şehidimizin anısına “Çanakkale Şehitler Abidesini” dikebildiğimizi, onu da yarım bıraktığımızı söyleyen Tarihçi Turan, anıtın bir kaide olduğunu ve tamamlanabilmesi için, bu kaidenin üzerine elinde silahıyla beraber dev bir Mehmetçik Anıtı’nın dikilmesi gerekiyordu diye konuştu.. Niye anıtın bu güne kadar tamamlanamadığı sorusunun İse, onlarca yıldır hafızasında bir saat rakkası gibi sallanıp durmakta olduğunu söyledi.
Edirnekapı’da 22 bin Çanakkale şehidimiz var
İstanbul Edirnekapı şehitliğinde 22 bin Çanakkale şehidimizin kefensiz yattığını ,İstanbulda verdiği konferanslarda bu gerçeği dile getirdiğinde dinleyicilerin hayretler içinde kaldıklarını vurgulayan Turan, İstanbulumuzda yaşayan halkımızın bu tarihi gerçekten ne kadar haberi vardır acaba diye sordu. Edirnekapı şehitliğinin önünden geçerken, insanlarımızdan kaçının üç ihlas bir Fatiha okuyarak, orada kefensiz yatan 22 bin Çanakkale şehidimizin ruhlarına bağışladığını merak ettiğini belirtti.
Anzaklar kadar olamıyoruz
Yeni Zelenda ve Avustralya askerlerine Anzak dendiğini ifade eden ve Anzak’ların 25 Nisan 1915 gecesi Gelibolu’ya asker çıkardığını belirten Turan, her yıl onbinlerce anzağın Çanakkale’ye gelerek o gece Anzak Koyu’nda bir tören düzenlediklerini ve ellerinde İncil kitaplarıyla sabaha kadar atalarına dua ederek dedelerinin yaşadıklarını manen ve ruhen yaşamaya çalıştıklarını vurguladı. Bu vatanda hür yaşayabiliyorsak Çanakkale’de canlarını veren kanlarını akıtan şehitlerimize borçlu olduğumuzu dile getiren Turan, peki bizler atalarımız için ne yapabiliyoruz diye sordu.
Bir ayda 46 konferans verdi
Geçtiğimiz yıl Mart ayında 40 konferans vererek bir rekora imza atan Tarihçi Mustafa Turan, bu yıl da bir ay içinde başta İstanbul ve İzmir olmak üzere 16 ilde ve pek çok ilçede 46 konferans verdi. Anadolu’nun her köşesinde Çanakkale konferanslarına büyük rağbet olduğunu ve kalabalıkların salonları doldurup taşırdığını coşku ve heyecanın doruk yaptığını belirten Tarihçi Mustafa Turan, tüm şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet dileyerek bu resmin yavaş yavaş bir intibahı yansıttığını dile getirdi.