Rusya, Ukrayna'da İç Karışıklık Çıkarabilir
İnat, 12 Ocak’ya yapılacak NATO-Rusya görüşmesinden anlaşma çıkamayacağını belirterek, “Rusya, desteklediği silahlı gruplar yoluyla Ukrayna’ya müdahale etmeye devam edecektir.” dedi.
Rusya ve Ukrayna arasındaki gerginlik her geçen gün artıyor. Rus ordusunun Ukrayna’ya ait Kırım bölgesini işgal etmesi ve ülkedeki ayrılıkçıları desteklemesi nedeniyle iki ülkenin arası 2014’dan bu yana gergin. Rusya’nın bir süredir Ukrayna sınırına askeri yığınak yapması da iki ülke arasındaki
tansiyonu giderek artırdı.
Sıcak savaş ihtimalinin konuşulduğu bugünlerde ABD Başkanı Joe Biden, iki ülkenin devlet başkanlarıyla telefonda görüşerek, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmeye devam etmesi hâlinde ABD ve müttefiklerinin kararlı bir şekilde yanıt vereceğini ilan etti. ABD’nin Rusya’yı açıkça tehdidinin ardından gözler 12 Ocak’ta yapılacak NATO-Rusya zirvesine çevrildi.
Bölgedeki krizin nelere gebe olduğunu, bu sıcak çatışma riskinin Türkiye’yi nasıl etkileyebileceğini Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden Prof. Dr. Kemal İnat’a sorduk.
Soru: Rusya, bölgede neden agresif davranıyor?
Prof. Dr. İnat: Soğuk Savaş döneminde Sovyet Rusya, ABD ile iki süper güçten birisiydi. Soğuk Savaş sonrasında, Rusya açısından özellikle ekonomik açıdan, ciddi sorunların yaşandığı bir zayıflık dönemi söz konusuydu. Rusya bu dönemde eskiden kontrol ettiği ve nüfuz alanı diyebileceğimiz birçok bölgeyi Batı’ya karşı kaybetti. Rusya’nın eski müttefikleri Polonya, Slovakya, Çekya, Romanya ve Bulgaristan gibi ülkeler ile eskiden Sovyetler Birliği’nin parçası olan Litvanya, Letonya, Estonya önce NATO ardından da Avrupa Birliği üyesi oldular. Bu gelişme, Rusya’nın bu ülkeleri kaybetmesi anlamına geliyordu.
Putin, Batı’nın ilerlemeye devam etmek istediğini düşünüyor. Yani bu saydığım ülkelerle yetinmeyip nüfuz alanını daha da doğuya doğru genişletmeyi hedeflediğini. O yüzden Rusya’nın daha sert bir şekilde tepki verdiğini görüyoruz. Bu tepki, ülkeden ülkeye değişiyor. Mesela Gürcistan AB ile ilişkilerini çok geliştirdiğinde, Rusya’nın tepkisi Gürcistan’ın bölünmesi ve Abhazya ile Güney Osetya bölgelerini kaybetmesine varan bir askeri çatışma oldu. Belarus örneğinde ise Rusya’nın kendisine yakın Lukaşenko yönetimine AB karşısında verdiği güçlü desteğin bu ülkeyi şimdiye kadar silahlı çatışmalardan uzak tutmaya yettiği görülüyor. Ancak Gürcistan ve Ukrayna’dakine benzer şekilde, güçlü bir Batı yanlısı muhalefetin oluşması Belarus’un da Rusya ve Batı yanlıları arasında bölünmesine yol açan bir çatışmayı tetikleyebilir.
‘Rusya Ukrayna’nın AB’ye yakınlaşmasına sebep oldu’
S: Sizce Rusya, tepki gösterirken hatalı mı davranıyor?
İ: Bana kalırsa hatalı davranıyor. Ukrayna–Rusya arasındaki gerginlik hat safhaya ulaşmış durumda. Rusya, Ukrayna gibi aslında tarihsel ve kültürel açıdan kendisine çok yakın olan bir ülkeyi kaybetmeye doğru gidiyor. Evet, bir parçasını kontrol altına almış gibi gözüküyor olabilir. Fakat Ukrayna’nın büyük bir kısmının Rusya’ya karşı düşmanlık beslemesine yol açmış ve Batı’ya yaklaşmasına yol açmış durumda. Kendisini Rusya’nın tehdidi altında hisseden Ukrayna Devlet Başkanı Zelenksi’nin ABD Başkanı Biden ile yaptığı görüşmesinde de bunu görüyoruz. Moskova, Ukrayna’da hata yaptıkça Kiev yönetimini kendisinden daha fazla uzaklaştırıyor ve Rusya’ya karşı Ukrayna milliyetçiliğini körüklüyor. Kırım ve Donbass bölgelerini kazandığını zannederken bütün Ukrayna’yı kaybediyor aslında.
‘Doğrudan savaş ihtimali düşük’
S: Peki, Rusya ve Ukrayna arasında yakın zamanda doğrudan bir çatışma çıkabilir mi?
İ: Rusya’nın Ukrayna’yla doğrudan savaşa girme ihtimalini düşük görüyorum. Bu ay içinde NATO ve Rusya arasında görüşmeler olacak, burada istediği şartlarda barış sağlanmazsa Rusya, bugüne kadar yaptığı şekilde, desteklediği silahlı gruplar yoluyla Ukrayna’ya müdahale etmeye devam edecektir. Rusya’nın bu şekilde müdahaleye devam etmesi durumunda iki ülke arasındaki mevcut gerginliğin doğrudan çatışmaya dönüşme ihtimali Ukrayna yönetiminin vereceği tepkiye bağlı. Kuşkusuz Kiev yönetimi Rusya ile doğrudan bir savaşa sürüklenmek istemeyecektir. Ancak Biden’ın açıklamaları ve Rusya’nın atacağı adımların vereceği rahatsızlık düzeyinin yüksek olması, Zelenski hükümetinin bu konuda rasyonel sınırların dışına çıkması riskini az da olsa artırıyor.
‘NATO Ukrayna’ya gereken desteği veremeyebilir’
S: Peki, iki ülke arasında doğrudan çatışma gerçekleşirse etkileri ne olur?
İ: Eğer iki ülke arasında doğrudan çatışma gerçekleşecek olursa, NATO’nun doğrudan Rusya’ya karşılık verme ihtimalini çok düşük görüyorum. Çünkü Batı’nın gerek Ukrayna meselesinde şu ana kadar kararlı ve ortak bir tutum sergilemekten uzak olması ve Rusya’nın agresif politikalarına sahne olan Gürcistan, Suriye ve Libya gibi ülkelerdeki pasif tavrı buna işaret ediyor. Bu ülkelerdeki çatışmalara baktığımızda Batı’nın Rusya’ya karşı ortak hareket etmediğini, örneğin Moskova’nın Libya’da nüfuzunu geliştirmesine karşı NATO üyesi ülkelerin bazılarının Rusya ile aynı safta yer aldıklarını ya da Suriye meselesinde Türkiye’yi Rusya-İran-Esad ittifakı karşısında yalnız bıraktıklarını ve Gürcistan’ın güvenliği konusunda verdikleri sözü tutmayıp bu ülkeyi kaderine terk ettiklerini gördük.
‘Rusya Ukrayna’da iç savaşı körükleyebilir’
S: Rusya’nın Ukrayna sınırına askeri yığınak yapması risk taşıyor mu?
İ: Rusya, Ukrayna sınırına çok sayıda askeri birlik yerleştirdi. Rusya’nın bu birliklerle Ukrayna’ya doğrudan müdahale edebileceği söyleniyor ama bunun zayıf bir ihtimal olduğunu düşünüyorum. Çünkü doğrudan müdahale etmek Moskova için pek çok riski beraberinde getirecektir. Onun yerine Ukrayna içindeki kendisine müzahir aktörleri desteklemek suretiyle taleplerini gerçekleştirmeye çalışacaktır.
S: Rusya, savaş İstemiyorsa neden Ukrayna sınırına asker yerleştiriyor?
İ: Rusya’nın gerilimi tırmandırmasının sebebi, baskı kurarak taleplerini kabul ettirmek istemesidir. Bu şekilde hem Kiev yönetimi hem de ona destek veren Batılı ülkeler üzerinde baskı oluşturup onları geri adım atmaya zorlamaya çalışıyor. Ancak Rusya, doğrudan Ukrayna’yla çatışmaya girmeden, Ukrayna’nın doğusundaki çatışmaları daha geniş alanlara yayabilecek kapasiteye sahip bir ülke.
‘Türkiye diplomatik olarak ikilemde bırakılabilir’
S: İki tarafın anlaşamaması Türkiye’yi nasıl etkiler?
İ: Görüşmeler başarılı olamazsa, bana göre bu kuvvetli bir ihtimal, Putin bölgedeki Rusya’ya yakın silahlı gruplar aracılığıyla çatışma alanını genişleterek hem Batı’yı hem de Ukrayna’yı taviz vermeye zorlamayı deneyecektir. Bu durum Ukrayna sorununun Türkiye üzerindeki etkisi açısından çok fazla bir değişiklik anlamına gelmeyecektir. Zira şu anda da Türkiye her iki tarafla da iyi ilişkiler sürdürme arzusu içinde olduğundan bu iki ülke arasındaki gerginlikten olumsuz etkileniyor. Gerginliğin artması ve doğrudan çatışmaya dönüşme ihtimali Türkiye’yi de daha fazla zorlayacaktır. Şu anda bile Rusya’nın Türkiye tarafından Ukrayna ordusuna satılan SİHA’lardan ve Ankara’nın Kırım konusundaki söylemlerinden rahatsız olduğunu biliyoruz.
S: Türkiye arabulucu olabilir mi?
İ: İki ülkeyle de iyi ilişki arzusu içinde olan Türkiye arabuluculuğa sıcak bakıyor ancak bu iki tarafın da kabul etmesiyle mümkün olabilir. Fakat Rusya’nın arabuluculuk meselesine sıcak bakmadığını biliyoruz. Çünkü Ukrayna sorununu bir tür iç meselesi olarak görüyor. Ancak Ukrayna Gürcistan gibi küçük bir ülke değil. 45 milyona yakın nüfusu var ve askeri güç boyun eğdirilmesi ve kontrol edilmesi Rusya için bile çok zor olur. Moskova’nın Afganistan tecrübesini de unutmaması gerekir.