Atalardan Kalan Buğday Dövme Geleneği Sakarya’da Sürüyor
Pamukova Akçakaya Köyünde yaşayan kadınlar atalardan kalma 600 yıllık dibek taşında, tokmakla buğday dövme geleneklerini asırlardır sürdürüyor. Akçakaya Köyünde yaşayan Seyfi Filiz (69) , atalarından kalma bazı gelenekleri imkansızlıklara rağmen sürdürdüklerini söyledi.
Dibek taşında buğday dövme geleneğini teknolojik gelişmelere rağmen sürdürdüklerini anlatan Filiz, “Taşta yaklaşık 7-8 kilogram buğday dövdüklerini belirterek “Birkaç saat dövme işini gerçekleştiriyoruz. Bir mevlit okutmak için 20-25 kilogram buğday döveriz. Atalarımızdan kalma dibek taşında buğday dövme geleneğinden vazgeçmedik. Yöreye özgü keşkek çorbası, aşure çorbasını buğdayı döverek yapıyoruz. Dibek taşında döverek yaptığımız yemeklerin lezzeti bu yöntemle artıyor” dedi.
Hatice Akkaya (66) Her sonbahar aylarında bayanlarla toplanıp imece usulü ile buğday dövdüklerini söyleyen Akkaya, “Köyümüzün kuruluşundan buyana buğday dövme geleneğimizi sürdürüyoruz. Dibeğin ne zaman konulduğunu bilen yok. Bu dibek köyümüz kurulduğunda konulmuş. Bu buğday dövme geleneğinin Peygamber Efendimizden gelen bir gelenek olduğunu biliyoruz. Bu dibek Yaklaşık 600 yıllıktır. Bu dibekte dövülen buğdayın ayrı bir lezzeti, tadı vardır. Buğdayı da kendimiz ekip dikiyoruz. Tarımla uğraşıyoruz. Onun için her şey doğaldır. Bu dibeğin ne zaman konulduğunu bilen yoktur. Taş dibeğe döktüğümüz buğdayı saatlerce dövüyoruz. Dinlenerek, yardımlaşarak dövme işini gerçekleştiriyoruz.
Hakkı Filiz (67) yardımlaşarak yaptıkları taş dibekte buğday dövme işleminin yüzyıllardır yapıldığını ifade ederek, “Buğdayı döverek kepeğini alıyoruz. Daha sonra sıcak suda yıkayıp kurutuyoruz. Kepeği alınmazsa lezzeti olmaz. Buğday dövme işi birkaç saat sürüyor. Komşularımızla birlikte imece usulü yardımlaşarak yapıyoruz. Mevlitlerde, aşurelerde, yemeklerde sürekli olarak yapıyoruz. Bunun keşkek ve çorbasını yapıyoruz. Bu bizim asırlardır süren geleneğimizdir. Bu geleneği sürdürüyoruz” dedi.
Filiz, “Köydeki dibek taşının buraya ne zaman konulduğunu bilen yok 600 yıl falan diyorlar. Bu taş tarihi bir taş ve yıllara meydan okuyor. Herkes düğünlerde mevlitlerde verdikleri yemeklerin, çorbalarının buğdaylarını bu taşta döver. Köyümüzün hepsi bu taşta buğdayını dövdüğü gibi dışarıda yaşayan akrabalarımıza ve çocuklarımıza da hediye olarak göndeririz.