Batı’nın yüzsüzlüğü ilk değil
Kendi cennetlerine kimseyi kabul etmeyen bir zihniyetle karşı- karşıyayız
Kocaali Belediye Başkanı Ahmet Acar “Aslında dünyadaki yönetim sistemlerinin yaslandığı 2 temel felsefenin bütün dünyayı ilgilendiren hususlardaki bakış açılarını da görüyoruz, mülteci olaylarında. Vatansız kalmış, herhangi bir nedenle vatanını terk etmek zorunda kalmış, bütün kazanımlarını, değerlerini, belki peşinde götürebildikleri hariç, her şeyini yokluğa mahkûm etmiş. Onuruyla, haysiyetiyle, namusuyla, şerefiyle hayatta kalabileceği bir toprak, kamu düzeni olan bir alan arayan insanlara karşı, vahye dayalı temel kutsallara dayalı felsefeye inananlarla; tamamen dünyevi bakış açısıyla, kârını maksimize etmeye çalışan, hep kendi çıkarını düşünen, iki farklı bakış açısını görüyorsunuz. Türkiye boyunu ne kadar aşıp, altından kalkma zorluğu ne kadar ağır olursa olsun can, mal, namus emniyetleri kalmamış insanlara kapılarını sonuna kadar açtı. Yıllardır onlara bakmaya onları ayakta tutmaya çalışıyor. Bizden ayrılıp başka bir ülkeye gitmeye niyet ettiklerinde; “Tamam O Zaman Ben Zorla Tutmuyorum” dediğinde; cenneti dünyada kurmaya çalışanların nasıl hiçbir şeyi kimseyle paylaşmadıklarını, zorluğa el birliğiyle göğüs germediklerini, bütün sıkıntının, problemlerin kendi dünyalarının dışında olması gerektiğini, kendilerinin sebep oldukları zorlukların çözümüne dahi yanaşmadıklarını mülteci olaylarıyla çok net bir şekilde görüyoruz.
“…Medeniyet Denilen Maskara hakikat yüzsüz”
Sözlerine devam eden Başkan Acar “Yunanistan, Bulgaristan Avrupa Birliği üyesi, Avrupa Birliği neden dönüp bir şey demiyor. Uluslararası mülteci hukuku, göçmen hukuku ve Birleşmiş Milletlerin kararları var. “Sen bunlara bu şekilde davranamazsın, botları batıramazsın, silahla, gazla müdahale edemezsin” diye tek bir tepki var mı? Yok. Neden? Kendi cennetlerinden pay vermemek için, mültecilerin kendi tarafına geçmesini istemiyor. Türkiye bu gariplerle her şeyini paylaştı. Maalesef burada materyalist felsefeyle, sözde batılı değerlerle cenneti dünya da kurmaya çalışanların; mazlumlar, garipler, muhtaçlar söz konusu olduğu zaman, Mehmet Akif’in Çanakkale Şehitleri Şiirinde belirttiği gibi “Maskelerin düştüğünü ve gerçek yüzlerinin ortaya çıktığını görüyoruz.” Bir kısmı bunu açıktan söylüyor, bir kısmı da bin bir türlü maskenin, kamuflajın arkasına girerek gizlenmeye çalışıyor. Yine Mehmet Akif Ersoy Çanakkale Şehitleri Şiirinde “Maske yırtılmasa, hala bize afetti. O yüz, medeniyet denilen maskara; hakikat yüzsüz” bunlar yüzsüz, bunlarda yüz yok, diğer ülkelere verirler talkını, kendileri yutarlar salkımı. Maalesef böyle bir tabloyla karşı karşıyayız.”
En büyük fedakarlığı yapan Türkiye’dir.
Allah idarecilerimize basiret versin. Attıkları adımlar isabetli, doğru adımlar. Bazen bizimde zorluklarımız, hatalarımız, kusurlarımız oluyor, ancak; en azından mazlumlar, garipler, mağdurlar söz konusu olduğu zaman bütün imkanlarıyla Dünya’da en büyük fedakarlığı yapan, insanlığın vicdanı olan bir milletiz, bir ülkeyiz biz. İşte; aramızdaki en büyük fark ta bu. Türkiye bugün; Dünyanın vicdanı olmaya, insanlığın vicdanını kurtarmaya çalışıyor. Vatanını, yaşadığı topraklarını, kazanımlarını terk etmek zorunda kalan hiçbir insanın olmadığı, barış ve huzur içinde önce bölgemizde sonra dünyada yeni bir iklime doğru hep birlikte yürürüz. Önümüzde ki süreçler bu döneme yürüyüşümüzün müjdesi olsun inşallah” ifadelerini kullandı.